14 Mayıs 2013 Salı

GİDİYORUM

                                                                       

Eliyle işaret etti, küçücük bir işaretti ama kadın anladı. Ayakkabının çözülmüş bağını yerden kesecek kadar, şımarıkça,  kaldırdı  tek ayağını yukarı doğru, adam bağladı. Vapura bindiler, adam önden koşarak tırmandı merdivenleri, üst katta taa köşedeki koltuğa gitti oturdu. Saklanmaya çalışırdı önceden koşup giderek.  Ama istese de saklanamazdı; o kadar büyüktü, uzundu, kollarıyla dünyayı kucaklardı, gözleri yeşildi, duruydu, metrelerce öteden görülürdü… İstese de saklanamazdı, kalabalığın içinde hemen göze çarpan çocuk yüzüyle ya da kadına öyle gelirdi. Kadın gözleriyle onu buldu, gidip yanına oturdu. Karşıya Haydarpaşa’ya geçince,  trene binecekti kadın.  Adam buna inanmasa da, binip gidecekti işte.
Hiç inanmadı adam gideceğine. Sanıyordu ki, vapurdan inince kadın yine onun peşinden yürüyecek,  Ankara treninin durduğu istasyonda biraz duraksayacak ama her zamanki gibi treni boş verip, hızlı hızlı yürüyecek ve adama yetişecek. Adamın adımlarını hiç yavaşlatmadan ilerleyen gövdesine bakacak, cebinden çıkarıp geriye doğru uzattığı elini tutacak, yüzünü görmese de sevindiğini anlayacak. Hiçbir şey olmamış, az önceki tereddüt hiç yaşanmamış gibi, birlikte Gebze’ye giden banliyö trenine binecekler.
Kadın "gidiyorum" diye fısıldadı adamın gözlerine bakıp. Adam uzaklaşan bir takayı işaret etti sadece "bakalım" dedi.  Kadın kalktı aşağıya indi, aceleci yolcular hücum etmeden iskelenin atılacağı yere doğru ilerledi, yaslanıp denize, karşı kıyıya, şehirdeki anlamsız öte beriye baktı.  Adam hızla paldır küldür indi merdivenleri, kadının yanından geçip iskelenin yerleşeceği çıkışa dikildi.


Vapur kıyıya yanaşınca adam kalabalığa karışacak kaçar gibi… Kadın gözleriyle adamı izleyecek bir süre.  Geri dönüp bakmayacağını, beklemeyeceğini bile bile… Ankara treninin durduğu yere bakmadan geçecek adam Gebze gişelerinin olduğu yöne doğru. İki jeton alacak her zamanki gibi. Birini yol boyunca  parmaklarının arasında döndürüp duracak bu sefer.
 
Fotoğraf: Haluk Kalafat 
(Öykü de fotoğrafa yazılmıştır zaten)
 
29 Nisan 2013  www.sosyalayrinti.com 'da yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: